16 Haziran 2020 Salı

Tektaş Yüzük Alırken Nelere Dikkat Etmeli?


Bir tektaş yüzük alırken dikkat edilecek pek çok husus vardır. Şimdi bu konuları biraz ele alalım.

Tektaş yüzük günümüzde evlenme tekliflerinin vazgeçilmez bir parçası, sevginin sonsuz ve ölümsüz olduğunu göstermek için elmastan daha iyi bir sembol düşünülemez zaten. Peki, bu sevgimizi temsil edecek olan pırlantayı seçerken nelere dikkat etmeliyiz. Elbette ömür boyu taşınacak bu sembolü alacağımız yer çok önemlidir. Şimdiye kadar güven konusu üzerinde çok duruldu ve hep ön madde olarak ele alındı. Kaç kırat olmalı? Hangi renk daha iyi? VS mi olmalı SI mı? Bu soruları gidermek için kurumsal firmalar kendi güvencesini taşıyan sertifikalar düzenlemeye başladı. Bununla birlikte uluslararası geçerlilikte uzman görüşünü sergileyen lobaratuvar sertifikaları hayatımıza girdi. Bu sertifikalar yalnızca tarafsız bir uzman tarafından pırlantanın incelenip hangi sınıfa ait olduğunu göstermektedir. Bunu bir araç satın alırken ekspere göstermek gibi düşünebilirsiniz. Emin olun bundan bir farkı yoktur. Bir uzmanın incelemesi tabii önemli bir yol göstericidir. Ama burada sertifikadan çok önemli bir konu var aslında, satış sonrası hizmet. Önceliği uluslararası sertifikaya vererek büyük bir hata yapmaktayız. Sertifikada yazanları dikkate alarak pırlanta almak bir hatadır. Her perakende tüketimde olduğu gibi pırlantada da satış sonrası hizmet önemli bir yer almaktadır. Pırlanta, sırf sertifikasına kanılarak yarın bir gün ulaşamayacağınız veya ulaşabilseniz bile bir muhatap bulamayacağınız yerden alınacak kadar basite indirgenmemelidir. Kurumsal firmalar satış sonrası bakım temizlikten, ürün iade ve değişimine kadar pek çok konuda hizmet vermektedir. Bu konuda gene en iyi hizmeti sunan Sina Pırlanta satış sonrasında 2 yıl boyunca ücretsiz bakım ve temizlik hizmeti vermektedir. Satış sonrasındaki hizmetleriyle de Sina Pırlanta mücevherat sektöründe en iyi hizmet kalitesiyle farkını ortaya koymaktadır.



Kaç kıratlık bir tektaş yüzük olması gerektiği daha ziyade tercihe bağlıdır. Kimisi zarif, parmak ölçüsüne göre bir tektaş seçerken kimisi gösterişli bir tektaş seçebilir. Bu görünüm farkı pırlantanın boyutu kadar pırlantanın yüzüğe tutturulan (tırnak dediğimiz) kısmının biçimiyle de sağlanabilir. Zarif model isteyenler genelde tel tırnak vaya ince takoz tırnakları tercih etmektedir. Bu modellerde taş daha ön planda olmakla birlikte kullanıcıların gözünde bazen "ince tırnakta pırlanta düşebilir" diye bir endişe oluşturmaktadır. Çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki usta ellerde mıhlanan pırlantalar günlük kullanımda kesinlikle düşmez. Tektaş yüzükteki pırlanta elinizin bir yere çarpması ile düşmez, düşebilmesi için parmağa hasar verecek kadar bir kaza olması gerekir. Badem, mekik ve kalın takoz gibi tırnak çeşitlerinde ise daha kalın tırnak yüzeyi vardır ve bu yüzeylerin  pırlantaya yakın parlamasıyla pırlantanızın daha büyük bir görünüm kazanmasını sağlar. Yüzüğün tırnak yapısının haricinde gövde kısmı ise zevk ve tercihlere göre çeşitlilik göstermektedir. Perakende hizmet vermeye başlamadan önce pek çok firmaya montür temin ettiği için Sina Pırlanta'da yüzük modellerinde en geniş yelpazeyi bulabilirsiniz.
                             

Pırlantada renk tercih ederken popülarite ağır basmaktadır. Pırlantanın renklerinde en üst sınıf D'dir. Dikkatinizi çekmek isterim "en üst sınıf" olarak nitelendiriyoruz, "en iyi sınıf" olarak değil. Maalesef ufak bir fark çok büyük sonuçlar doğurabiliyor. Beyazlık bakımından en üst sınıf D olarak kabul görüyor ama bu onun daha iyi olduğunu değil daha ziyade daha ender olduğunu göstermektedir aslında. Ender olması nedeniyle de fiyatı artmaktadır. Pırlantanın parlamasına kesim kadar etkisi olmamasına rağmen sanılanın aksine uzmanlar D rengi değil G - H - I tonlarında daha canlı bir parlama olduğunu savunmaktadır. Yine belirtmekte fayda var ki bu belki de ancak uzman bir gözün ayırt edebileceği kadar ufak bir farktır. Kısaca diyebiliriz ki bir pırlantanın rengi daha ziyade nadirliğini belirtmektedir.

Pırlantada berraklık konusunu ise, pırlantanın içinde bulunan "doğanın parmak izleri" olarak nitelendirmek çok doğrudur. Ticareti sıklıkla yapılan VS - SI - PIQUE sınıflarından bahsetmemiz yeterli olacaktır burada. Bu konuyla ilgili detaylı bilgiye buraya tıklayarak erişebilirsiniz. Burada kısaca diyebiliriz ki, VS sınıfı bu üç sınıf içinde gene daha ender olduğu için değerlidir. SI sınıfındaki taşlar miktar olarak daha fazla olmakla birlikte diyebiliriz ki, VS ile SI arasındaki farkı çıplak göz ile ayırt etmek mümkün değildir. Lup adı verilen büyüteçlerle baktığımızda ancak içindeki izlerin boyut farkını görebiliriz. Pique sınıfında olan taşların içindeki izleri lup kullanmadan da görme ihtimalimiz vardır. Berraklık sınıfının en alt tabakası olması sizi yanıltmasın, ticari olarak değerlidir. Çünkü yeryüzünden çıkarılan elmasların büyük bir çoğunluğu endüstride kullanılmaktadır. Pique sınıfı sanıldığı gibi en kötü elmaslar değillerdir. Mücevher kalitesindeki elmaslar içinde berraklık olarak alt sınıftadır sadece.

Hepsini kısaca özetleyecek olursak; Bir tektaş yüzük alırken öncelikle bir bütçe belirlediyseniz, o ücrete alınabilecek en büyük taşı hedeflemek daha doğru olacaktır. Kabaca örnek verecek olursak, 0.30ct E VS bir pırlanta almak yerine 0.40ct G SI bir pırlanta almak daha çok tercih ediliyor. Yüzüğün modeli de artık zevkinize kalmış.




Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz

21 Aralık 2019 Cumartesi

Floresans (Fluorescence)


Floresans, eskiden paranın sahte olup olmadığına baktığımız UV ışık altındaki verdiği renk tepkisidir. Bazı elmaslar UV ışıkla uyarıldığında bir enerji açığa çıkarır, bilimsel olarak buna fotolüminesans veya soğuk ışıma denilmektedir. Elmaslar UV ışık altında saçtıkları ışık şiddetine sınıflandırılır.

Pırlantadaki floresans sınıfları


Hiç tepki vermeyene Amerika’da “None” Avrupa’da “Nil”

Zayıf tepki verene Amerika’da “Faint” Avrupa’da “Slight”

Orta seviyede tepki verene her yerde “Medium”

Güçlü tepki verene her yerde “Strong”

Çok güçlü tepki verene de her yerde “Very Strong” denilmektedir.


Yapılan araştırmalar elmasların yaklaşık %30’unda floresans olduğunu göstermektedir. Floresanslar her zaman mavi tonda olmazlar. Çoğunluğu mavi olsa bile bazen sarı ve çok çok nadiren de kırmızı, pembe, yeşil, beyaz… floresanslarla da karşılaşabiliriz. Burada sınıflandırma yaparken mühim olan rengi değil şiddetidir. Sarı floresanslı faint bir taşta olabilir strong bir taşta.


Peki, floresans elmasa değer mi katar değer mi kaybettirir?


Öncelikle beyaz ışığın kırmızıdan mora bütün renkleri içerdiğini hatırlayalım. Her bir rengin onu beyaza tamamlayan ikincil bir rengi vardır. Kırmızın ikincil rengi turkuaz, mavinin ikincil rengi sarı gibi. Bunu eski televizyonların kontrast ayarlarını yaparken de görmüşüzdür. D – H renk aralığındaki beyaz taşlarda mavi floresans puslu yağlı bir görünüm oluştururken, I – M aralığındaki hafif sarı taşlarda ise mavi floresans taşın rengi ile karşıt olduğu için taçtan bakıldığında daha beyaz görünüm verir. Sarı floresans her taşta mat bir görünüme neden olur. O yüzden beyaz taşlarda mavi floresans taşa kötü etki eder ve fiyatının düşmesine sebep olur, hafif sarı taşlarda ise daha güzel bir görünüme sebep olduğu için fiyatını arttırdığı bile görülür.




Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz

Pırlanta Eğitimi


20 yıllık tecrübesiyle kuyumculuk sektöründe aktif rol alan Sina Pırlanta artık Sina Akademi olarak bilgi birikimini paylaşıyor. Pırlanta hakkında yanlış bilgileri düzeltmek ve Türkçe içerik ihtiyacını karşılamak için Sina Akademi olarak hizmet vermeye başladı.


Pırlanta konusunda bilgi edinmek ve kendini geliştirmek isteyenler için pırlanta eğitimi verilmektedir. Pırlanta farklı yönlerden ele alınabilecek uçsuz bucaksız bir deryadır.  Meraklılarına her an şaşırtıcı bir özelliğini gösterir. Pırlanta üzerine düşen en ufacık ışığı eşsiz ışıltısıyla büyüleyici bir şölene dönüştürür. Bu ışık şöleni içerisinde pırlantayı özelliklerine göre sınıflandırmak ise ciddi bir tecrübe ister.

Pırlanta hakkında teorik bilgileri elimizden geldiğince sizlere bu platformdan sunarken, taşları inceleyerek teorik bilgileri pratiğe dönüştürebileceğiniz pırlanta eğitimlerini her ay Sina pırlanta merkez binasında düzenliyoruz.


Hafta içi üç gün; çarşamba - perşembe - cuma günleri düzenlenen eğitimlerimiz saat 10:00'da başlayıp 16:00'da bitmektedir. Toplam 15 saatlik bir programda temel pırlanta eğitimi verilmektedir.

Önümüzdeki eğitim tarihi:  22 - 24 Temmuz 2020 

Sitemizdeki başvuru formundan veya eğitim@sinapirlanta.com mail adresinden başvurularınızı yapabilirsiniz.


Eğitimlerimizin sonundaki sınavda başarı gösteren katılımcılara da Dokuz Eylül Üniversitesi’nden onaylı sertifika verilmektedir.


7 Ekim 2019 Pazartesi

Pırlantalarda Lazer Yazılar


Pırlantaların kemer kısmına lazerle yazı yazabilmek mümkündür. Genelde sertifikalı taşların sertifika numaralarının yazılmasıyla bilinir. Sertifikayı veren laboratuvarın ismi ve sertifika numarası taşın kemerine yazılır. Bu isteğe bağlıdır. Taşın doğallığına bir nebze müdahaledir ancak küçük bir yer kapladığı için ve taşı tanımaya ciddi faydası olduğundan genelde yazılması tercih edilir. Laboratuvarın sitesine sertifika numarasını girdiğiniz vakit taşın sertifikasına ulaşırsınız. Kemerdeki numara sertifikanın o taşa ait olduğunun bir delilidir.


Pırlantanın kemerindeki GIA numarası


Taşın kemerine sadece sertifika numarası yazılmaz. Bir tedavi gördüyse o da belirtilebilir. Sentetik pırlantaların kemerinde de genelde “Lab Grown” ibaresi yer alır. Pırlanta tedavi gördüyse ona dair ibareler de görebiliriz. Mozanit ve karborit taşların kemerinde de ne oldukları yazabilir. Zaruri bir şey olmadığı için ayırt etme yöntemi olarak düşünmemek lazım.


Sentetik pırlantadaki "LAB GROWN" ibaresi


Mozanitin kemerinde lazer yazısı



Pırlantayı incelerken 10 kat büyüten luplar kullanılır ancak kemerdeki yazıyı okuyabilmek için 60 kat büyüten luplar genelde tercih edilir. Taşın boyutuna göre kemerinin de kalınlığı değişir ama genelde 50 mikronla 300 mikron arasında olduğunu söyleyebiliriz. Mikron milimetrenin binde biridir. Taşın kemerinin ne kadar ince ve oradaki yazıyı okumanın ne kadar zor olduğunu belirtmekte fayda var. Mikroskopla veya sadece bu kemerdeki yazıları okumak için yapılmış özel cihazlarla da bakılabilir.


Kemerdeki yazıyı okumak için yapılmış dijital mikroskop


Pırlantanın kemerine bazı toptancılar stok numaralarını yazar. Özel mesajlar bile yazılabilir elbette. Ancak pırlantanın değerli olası ve yazı yazan herkesin elinde olabilecek kadar basit olmamasıyla, taşın kemerinde çok farklı şeyler görme ihtimalimiz azalır.



Pırlantanın kemerine yazılan yazılar sonradan da silinebilir. Kesim işlemi yeniden yapılır gibi kemere müdahale edilerek oradaki yazıları silmek mümkündür.

Pırlantanın kemerindeki yazının büyük bir kısmı silinmiş hali





Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz

4 Ekim 2019 Cuma

Dünyanın En Büyük Elmasları - Takımyıldızı (The Constellation)


Kasım 2015’te Botsvana’da bulunan Karowe madenin çıkarılan elmas 813 kırat ağırlığındadır. Madenin Kanadalı işletmecisi Lucara Diamond tarafından satışa sunulan elması 63 milyon dolara İsviçre’li kuyumcu Grisogono ve Dubai merkezli Nemesis ortaklığı satın almıştır. Bu satış fiyatıyla dünyanın en pahalı elması ünvanını kazanmıştır.



Takımyıldızı (The Constellation)

2017 yılında kesimine başlanılan taşın dünyanın en büyük kusursuz taşı olacak şekilde işlenmesi beklenmektedir. Tip 2a grubunda olan takımyıldızı'ndan VVS berraklığında iki büyük taşın çıkması planlanmıştır.





Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz



2 Ekim 2019 Çarşamba

Dünyanın En Büyük Elmasları - Işık Dağı (Koh-i Noor)


13.yy’da Hindistan’daki Kollur madeninden çıkarıldığı düşünülmektedir. Geçmişe dair bazı bilgileri net değildir. Ham olarak 793 kırat olduğu rivayet edilir. Tarih kayıtlarında Babürler döneminde rastlanır Koh-i Noor’a. Babür şahlarının gücünü temsil eden elmasın işlenmiş halde olup 186 kırat geldiği rivayet edilir. 1747 yılında Nadir Şah öldürülüp imparatorluk yıkıldıktan sonra 1751 yılında Afgan İmparatoru Ahmet Şah’ın torununun eline geçtiğine dair bilgiler mevcuttur.


Koh-i Noor'un eski formu


29 Mart 1849 yılında ikinci Anglo-sih savaşının sona ermesinin ardından yapılan Lahor antlaşmasıyla Koh-i Noor’un İngiltere Kraliyeti’nin eline geçmiştir. 1850 yılında Kraliçeye sunulan elmas kısa bir süre sonra da kraliyetin gücünü temsilen halka sergilendi. Asimetrik şekli ve parıltısının az olması insanlarda hayal kırıklığına neden oldu. Yağlanıp siyah bir kadifeye sarılarak sergilense de istenilen sonuç elde edilemeyince tekrardan kesilmesi kararlaştırılmıştır.


Koh-i Noor'un günümüzdeki şekli


Koh-i Noor'un eski ve yeni formları



17 Temmuz 1852 yılında Garrard & Co firmasınca kesim işlemi yapılmıştır. Otuz sekiz gün süren kesim işleminden sonra 105.6 kırat gelen yeni formuna kavuşmuştur. Farklı takılarda kullanılan Koh-i Noor 1902 yılında Kraliyet tacına yerleştirilmiştir.


İngiltere Kraliyet tacındaki Koh-i Noor



Hindistan, Pakistan, İran ve Afganistan Koh-i Noor üzerinde hak iddia edip İngiltere Kraliyetine dava açmıştır. Ancak savaş tazminatı olarak verildiği hükmüne varılmıştır.


Şu an Londra Kulesindeki Jewel House’da halka açık olarak sergilenmektedir.





Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz





30 Eylül 2019 Pazartesi

Dünyanın En Büyük Elmasları - Lesoto Efsanesi


Ocak 2018’te Lesoto da bulunan Letseng madeninden çıkarılan 910 kıratlık elmas dünyanın mücevher kalitesindeki en büyük beşinci elması namını taşımaktadır. D rengi ve tip 2a grubundan olduğu bilinmektedir.




12 Mart 2018’te Antwerp’te düzenlenen bir ihalede 40 milyon dolara alıcı bulmuştur.




Hakkında daha fazla bilgi mevcut değildir.




Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz




27 Eylül 2019 Cuma

Pırlantanın Taklitleri - Karborit (Carborite)


Yakın dönemde piyasaya çıkan karboritin fikir aşaması 1970 yılında oluşmuş. Percie von Rosen emeklilik projesi olarak adlandırmış bunu.  Mozanitin gelişmiş versiyonu dersek yanlış bir terim olmaz. Günümüzde elmasın en yakın taklidi karborittir.


Karborit piyasaya daha yeni sunulduğu için hakkında pek bilgi yoktur. Üretici firma da taklit edilmemesi için bazı bilgileri açıklamama taraftarı. O yüzden şu an elimizde kimyasal ve fiziksel bazı değerleri mevcut değil. Ama aldığımız bilgileri kabaca anlatabilirim.

Ham haldeki karboritler



Mozanitle pırlanta arasındaki farkları azaltmak adına yapılmış bir proje. Mozaniti ayırma tekniğimiz olan elektrik iletkenliğinin karboritte olmadığı bilgisi geçti elimize. Yani henüz karboriti pırlantadan ayırt edecek bir cihazın varlığından söz edemeyiz. Mozaniti ayırt ettiğimiz ikinci bir yöntem olan çift kırılmayı da minimalize etmişler. Çift kırılmayı yakalayabilen uzman bir göz karboriti de ayırt edebilir. Ama mozanitten daha zor olduğunu belirtmek lazım. Ayrıca mozanitin yüksek olan dispersiyon değerini de indirerek parıltıda elmas görünümünü elde etmiştir. Sertlik bakımından elmasa mozanitten daha yakın olduğu söyleniyor. Elmasın sertliği mohs eşeline göre 10’dur, mozanitin sertliği ise 9.25 iken geliştirilerek 9.75’e çıkarıldığı bilinmektedir. Karboritin sertliği de 9.8 ile 9.9 arasında olduğu tahmin ediliyor. Özgül ağırlık olarak da elmasla mozanit arasında olduğu ön bilgisini aldık. Yani tam olarak mozanitin elmasa çok daha yakın bir türevi diyebiliriz karborit için.



Sentetik elmas üretim tekniklerinden olan CVD yöntemiyle mozanit tohumunu büyüterek, bu arada karbon miktarının artmasıyla kimyasal ve fiziksel özellikleri değişerek karboritin elde edildiğini söyleyebiliriz. Genel merkezi Güney Afrika'da bulunan firmanın, taşları genelde Belçika’da kestirdiği ve her taşın kemerine lazerle seri numarası yazıldığını söyleyebiliriz.


Büyütülmeye hazırlanmış mozanit tohumları



Endüstride kullanmak için değil de birebir pırlantanın yerini almak amacıyla üretildiği için daha titiz bir çalışmayla üretildiğini belirtmekte fayda var.  E – F, G – H ve I olarak üç ayrı tonda üretildiği ve hepsinin VVS – VS kalitesinde olduğu söyleniyor. Fiyat olarak da taş büyüdükçe elbette pırlantayla arasındaki fark açılıyor. O yüzden pırlantanızı güvendiğiniz bir yerden almanızda fayda var.




Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz



25 Eylül 2019 Çarşamba

Pırlantanın Taklitleri - Mozanit (Moissanite)


Elmas sadece mücevher sektörüne hitap eden bir mineral değildir, endüstride de elmasın kullanım alanı geniştir. Maliyeti yüksek olduğu için de gerek yerini alabilecek başka bir şey gerekse de sentetiğini ucuza üretebilmek için uzun yıllar çalışmalar yapıldı.


1891 yılında Arizona’da bir meteor kraterini incelerken Henri Moissan tarafından keşfedilen mineral ilk başta elmas zannedildi. Yıllar sonra bunun silisyum karbür olduğu anlaşıldı. Elmas gibi sert bir yapıya sahip olması ve ısı iletkenliğiyle bütün dikkatleri üstüne çekti. Onuruna bu keşfe “Moissanite” mozanit adı verildi.


Henri Moissan


Doğada çok ender bulunan bu mineralin sentezlenmesi elmasa göre daha kolay oldu. İlk başta endüstride büyük bir fayda sağlayan mozanit, daha güzel görünümde üretilerek 1998 yılında Charles & Colvard şirketi tarafından patentini alınarak kuyumculuk sektörüne adım attı.


Elmasın mohs sertlik eşelindeki değeri 10 iken taklitlerinden 9.25 ile ona en yakın olan mozanitti. Mozaniti geliştirme projelerinde 9.75 sertliğe kadar çıktığı bilinmektedir. Dispersiyon (ateş) denilen ışık saçma değeri, pırlantanın 2.5 katı olan mozanit elmasa göre daha parlak bir görünümdedir.


Mozanitin elmasa göre yüksek dispersiyonu



Elmasa yakın ısı iletkenliğine sahip olan mozanit eski tip ısı iletkenliği cihazlarıyla tespit edilememektedir. Özgül ağırlığı da 3.22 olduğundan kumpas karat ilişkisinde elmasın %10’luk yanılma payı içinde kalır ve bu yöntemle de ayırt edilemez.


Peki, mozanit ile pırlanta nasıl ayırt edilir?


Bunun için bilimsel iki yöntemden bahsedebiliriz.

İlk yöntem, elektrik iletkenliği farkından yararlanarak ayırt etmektir. Elmasların büyük çoğunluğu elektriğe karşı yalıtkandır. Bor içeren elmasların yarı iletken olduğu bilinmektedir. Oysa mozanit iyi bir elektrik iletkeni olduğu için açık farkları vardır. O yüzden ısı iletkenliğini ölçen cihaz geliştirilerek elektrik iletkenliğine de bakan versiyonu üretilmiştir.


Pırlanta, mozanit ve kübik zirkonun cihazla ayırt edilmesi



İkinci yöntem ise mozanitin içine giren ışığı çift kırmasından faydalanarak ayırt etmektir. Elmasın içine giren belli bir açıyla kırılarak elmas içinde hareket edip tekrar tek bir açıyla çıkış yapar. Mozanitin için giren ışık ise iki farklı açıyla kırılarak farklı açılarla hareket eder. O yüzden mozanitin içine baktığımızda her şeyden ikişer tane görürüz. Bu çift kırılmayı tablasından değil de yandaki fasetlerden daha rahat ayırt edebiliriz. Yandaki fasetlerin de en büyüğü bezel faseti olduğu genelde o tercih edilir.


Mozanitteki çift kırılma


Fiyat olarak küçük taşlarda elmasa yakın değerde olan mozanitin büyük taşlarda elmasa göre gayet düşük kaldığı görülmektedir. Bir uzman tarafından incelenmediği sürece ayırt edilmesi çok zordur.


Eski mozanitlerde hafiften yeşile çalan bir renk tonu vardı. Sonra uzun bir dönem pırlantanın I - J tonlarında üretildi. Yaklaşık üç yıl kadar önce de G - H ve E - F olarak iki farklı tonda daha üretilmeye başlandı. 







Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz

23 Eylül 2019 Pazartesi

Pırlantanın Taklitleri - Kübik Zirkon (CZ)



Pırlantaya benzer taşlar içerisinde hala en çok üretileni hiç şüphesiz ki kübik zirkondur. Yıllar boyu süren araştırmalarla geliştirilip 1973 yılında Rus bilim adamları tarafından istenilen sonuca ulaşıldığı açıklandı ve 1976 yılında ticari üretimi başladı. Büyük ilgi gören kübik zirkonun 1980 yılında 60 milyon kırat yani 12 ton üretildiği bilinmektedir. Her geçen gün katlanarak üretimi artmıştır.

Pırlanta formundaki kübik zirkon


Kübik zirkon, kübik zirkonya olarak da anılabilir ancak bazen piyasada zirkon olarak da anılır. Zirkon esasen kimyasal formülü farklı olan bir mineral olduğu için yanlışlığa sebebiyet vermektedir. Kuyumculuk sektöründe kübik zirkona “atom” da denilmektedir. Swarovski marka adıyla ünlenen taş, yine aslında kübik zirkondur.


Üretim maliyeti düşük olduğu için, kübik zirkon kuyumculuk sektöründe pırlanta görünümü elde edilmek istenilen takılarda sıkça kullanılır. Genelde beyaz renkte üretilirken, farklı elementler katılarak pek çok rengi de üretilmeye başlanmıştır.


Peki, kübik zirkonu pırlantadan nasıl ayırt edebiliriz?



Bunun pek çok yolu vardır. Tecrübeyle çoğu kuyumcu ayırt edebilir ama iki yöntemle daha önce bu iki taşı görmemiş birisi bile hiç şüphesiz ayırabilir.


Birinci yöntem elmas yüksek ısı iletkenliğinden yararlanarak ayırt etme yöntemidir. “Diamond tester” adı verilen cihaz oluşturduğu ısıyı ucundaki metal aksamdan temas ettirilen taşa verir ve ısının ne kadarının geri geldiğini ölçer. Elmas çok iyi bir ısı iletkeni olduğu için ısının çoğunluğu geri gelir ve göstergede sonuna kadar tepki verebilir. Kübik ise ısıya karşı yalıtkan olduğu için cihazın verdiği ısı geri gelmez ve göstergede hiçbir hareketlilik olmaz. Aradaki bu farktan çok rahat bir şekilde ayırt edilebilir.


                     Pırlantanın ısı iletkenliği                               Kübik zirkon ise ısıya karşı yalıtkandır



İkinci yöntem ise özgül ağırlık farkından taşları ayırt etmektir. Bunun için kumpasla taşların çap ve yüksekliklerini ölçmemiz gerekir. Bu konuda çalışmalar yapan konunun uzmanları farklı formüller vermiştir ama çoğunlukla kullanılan “maksimum çap X minimum çap X yükseklik X 0.0062 = … ct” formülüdür. Bu formülle hesaplama yaptığımızda çıkan sonuç pırlanta da %10 yanılma payı verebilir. Yanılma payı taşın kesim kriteriyle alakalıdır. Elmasın özgül ağırlığı 3.52, kübik zirkonyanın özgül ağırlığı ise 5.55 ile 6 arasında değiştiği için aynı ölçülerdeki kübik zirkon pırlantadan en az 1.6 kat daha ağır gelir. Aradaki bu büyük farktan rahatlıkla ayırt edilebilir.


Kumpas kırat ilişkisinde pırlantayla kübik zirkonu ayırt etmek

Aynı çap ve yükseklikteki atom ise yaklaşık 0.95 ct gelecektir.


Ayırt etme yöntemleri arasında genelde çizgi testinden bahsedilir. Buradaki prensip de, düz bir çizginin üzerine külahları yukarı bakacak şekilde iki taşı koyduğunuzda kübik zirkon altındaki çizgiyi net bir şekilde gösterirken pırlanta ışığı kırdığı için çizgiyi görmek zorlaşır. Bu teknik te pırlantanın kesim kalitesi düşük olduğunda ışığı kırma şekli de değişecektir ve bu yöntem yanıltıcı bir hal alacaktır. O yüzden bilimsel olarak ayırt etme yöntemlerinde yer almaz.


Çizgi testiyle pırlantayla atomu ayırt etmek








Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz


19 Eylül 2019 Perşembe

Pırlantanın Taklitleri

Pırlanta nadir bulunduğu ve ekonomik olarak da herkesin elde edemeyeceği değerde olduğu için yıllar boyunca ona benzetilmeye çalışılan taşlar olmuştur. Asırlar boyunca beyaz olan her taş elmasla kıyaslanmıştır ancak ışıltısı ve sertliği bakımından hiç biri ona yaklaşamamıştır. 20. yüzyılın başlarından itibaren elmas görünümü yakalamak için sentetik olarak taşlar üretilmeye başlanmıştır.



Yakın zamanda elmasın taklidi olarak piyasaya sürülen taşlar şunlardır:


  • Kurşunlu cam (1900)
  • Titanya (1948)
  • Fabulit (1955)
  • YAG (1962)
  • GGG (1968)
  • Kübik zirkon (1976)
  • Mozanit (1998)
  • Karborit (2019)


Elmas görünümüne sahip olan ilk taklit hiç şüphesiz ki camdan türetilmiştir. Sertlik bakımından biraz daha üstün olabilmesi için de kurşunlu camdan pırlanta formunda taşlar üretilmiştir.

Pırlantaya benzer olarak görülen bu taşların elbetteki kimyasal ve fiziksel olarak farklılıkları bunlardan yararlanarak da onları ayırt edebiliyoruz. Bu konuyu geniş bir şekilde kendi başlıkları altında inceleyeceğiz.

Piyasada sıklıkla kübik zirkon (CZ), piyasa adıyla atom denilen taş ve mozanit karşımıza çıkmaktaydı. Bu yıl satışa sunulan karborit taşının da piyasada nasıl yer edineceğini zaman gösterecektir.

Pırlanta ticareti yapanlar için elbette ki bunları ayırt etmek çok basit. Pırlantaya merakı olanlar, sektöre yeni girecekler ve kendini geliştirmek isteyenler için biz burada teorik olarak konuyu ele alacağız. Pratik olarak da konuya hakim olmak isteyenleri de eğitimlerimize davet ediyoruz.


Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz


Tektaş Yüzük Alırken Nelere Dikkat Etmeli?

Bir tektaş yüzük alırken dikkat edilecek pek çok husus vardır. Şimdi bu konuları biraz ele alalım. Tektaş yüzük günümüzde evlenme teklifl...