21 Aralık 2019 Cumartesi

Floresans (Fluorescence)


Floresans, eskiden paranın sahte olup olmadığına baktığımız UV ışık altındaki verdiği renk tepkisidir. Bazı elmaslar UV ışıkla uyarıldığında bir enerji açığa çıkarır, bilimsel olarak buna fotolüminesans veya soğuk ışıma denilmektedir. Elmaslar UV ışık altında saçtıkları ışık şiddetine sınıflandırılır.

Pırlantadaki floresans sınıfları


Hiç tepki vermeyene Amerika’da “None” Avrupa’da “Nil”

Zayıf tepki verene Amerika’da “Faint” Avrupa’da “Slight”

Orta seviyede tepki verene her yerde “Medium”

Güçlü tepki verene her yerde “Strong”

Çok güçlü tepki verene de her yerde “Very Strong” denilmektedir.


Yapılan araştırmalar elmasların yaklaşık %30’unda floresans olduğunu göstermektedir. Floresanslar her zaman mavi tonda olmazlar. Çoğunluğu mavi olsa bile bazen sarı ve çok çok nadiren de kırmızı, pembe, yeşil, beyaz… floresanslarla da karşılaşabiliriz. Burada sınıflandırma yaparken mühim olan rengi değil şiddetidir. Sarı floresanslı faint bir taşta olabilir strong bir taşta.


Peki, floresans elmasa değer mi katar değer mi kaybettirir?


Öncelikle beyaz ışığın kırmızıdan mora bütün renkleri içerdiğini hatırlayalım. Her bir rengin onu beyaza tamamlayan ikincil bir rengi vardır. Kırmızın ikincil rengi turkuaz, mavinin ikincil rengi sarı gibi. Bunu eski televizyonların kontrast ayarlarını yaparken de görmüşüzdür. D – H renk aralığındaki beyaz taşlarda mavi floresans puslu yağlı bir görünüm oluştururken, I – M aralığındaki hafif sarı taşlarda ise mavi floresans taşın rengi ile karşıt olduğu için taçtan bakıldığında daha beyaz görünüm verir. Sarı floresans her taşta mat bir görünüme neden olur. O yüzden beyaz taşlarda mavi floresans taşa kötü etki eder ve fiyatının düşmesine sebep olur, hafif sarı taşlarda ise daha güzel bir görünüme sebep olduğu için fiyatını arttırdığı bile görülür.




Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz

Pırlanta Eğitimi


20 yıllık tecrübesiyle kuyumculuk sektöründe aktif rol alan Sina Pırlanta artık Sina Akademi olarak bilgi birikimini paylaşıyor. Pırlanta hakkında yanlış bilgileri düzeltmek ve Türkçe içerik ihtiyacını karşılamak için Sina Akademi olarak hizmet vermeye başladı.


Pırlanta konusunda bilgi edinmek ve kendini geliştirmek isteyenler için pırlanta eğitimi verilmektedir. Pırlanta farklı yönlerden ele alınabilecek uçsuz bucaksız bir deryadır.  Meraklılarına her an şaşırtıcı bir özelliğini gösterir. Pırlanta üzerine düşen en ufacık ışığı eşsiz ışıltısıyla büyüleyici bir şölene dönüştürür. Bu ışık şöleni içerisinde pırlantayı özelliklerine göre sınıflandırmak ise ciddi bir tecrübe ister.

Pırlanta hakkında teorik bilgileri elimizden geldiğince sizlere bu platformdan sunarken, taşları inceleyerek teorik bilgileri pratiğe dönüştürebileceğiniz pırlanta eğitimlerini her ay Sina pırlanta merkez binasında düzenliyoruz.


Hafta içi üç gün; çarşamba - perşembe - cuma günleri düzenlenen eğitimlerimiz saat 10:00'da başlayıp 16:00'da bitmektedir. Toplam 15 saatlik bir programda temel pırlanta eğitimi verilmektedir.

Önümüzdeki eğitim tarihi:  22 - 24 Temmuz 2020 

Sitemizdeki başvuru formundan veya eğitim@sinapirlanta.com mail adresinden başvurularınızı yapabilirsiniz.


Eğitimlerimizin sonundaki sınavda başarı gösteren katılımcılara da Dokuz Eylül Üniversitesi’nden onaylı sertifika verilmektedir.


7 Ekim 2019 Pazartesi

Pırlantalarda Lazer Yazılar


Pırlantaların kemer kısmına lazerle yazı yazabilmek mümkündür. Genelde sertifikalı taşların sertifika numaralarının yazılmasıyla bilinir. Sertifikayı veren laboratuvarın ismi ve sertifika numarası taşın kemerine yazılır. Bu isteğe bağlıdır. Taşın doğallığına bir nebze müdahaledir ancak küçük bir yer kapladığı için ve taşı tanımaya ciddi faydası olduğundan genelde yazılması tercih edilir. Laboratuvarın sitesine sertifika numarasını girdiğiniz vakit taşın sertifikasına ulaşırsınız. Kemerdeki numara sertifikanın o taşa ait olduğunun bir delilidir.


Pırlantanın kemerindeki GIA numarası


Taşın kemerine sadece sertifika numarası yazılmaz. Bir tedavi gördüyse o da belirtilebilir. Sentetik pırlantaların kemerinde de genelde “Lab Grown” ibaresi yer alır. Pırlanta tedavi gördüyse ona dair ibareler de görebiliriz. Mozanit ve karborit taşların kemerinde de ne oldukları yazabilir. Zaruri bir şey olmadığı için ayırt etme yöntemi olarak düşünmemek lazım.


Sentetik pırlantadaki "LAB GROWN" ibaresi


Mozanitin kemerinde lazer yazısı



Pırlantayı incelerken 10 kat büyüten luplar kullanılır ancak kemerdeki yazıyı okuyabilmek için 60 kat büyüten luplar genelde tercih edilir. Taşın boyutuna göre kemerinin de kalınlığı değişir ama genelde 50 mikronla 300 mikron arasında olduğunu söyleyebiliriz. Mikron milimetrenin binde biridir. Taşın kemerinin ne kadar ince ve oradaki yazıyı okumanın ne kadar zor olduğunu belirtmekte fayda var. Mikroskopla veya sadece bu kemerdeki yazıları okumak için yapılmış özel cihazlarla da bakılabilir.


Kemerdeki yazıyı okumak için yapılmış dijital mikroskop


Pırlantanın kemerine bazı toptancılar stok numaralarını yazar. Özel mesajlar bile yazılabilir elbette. Ancak pırlantanın değerli olası ve yazı yazan herkesin elinde olabilecek kadar basit olmamasıyla, taşın kemerinde çok farklı şeyler görme ihtimalimiz azalır.



Pırlantanın kemerine yazılan yazılar sonradan da silinebilir. Kesim işlemi yeniden yapılır gibi kemere müdahale edilerek oradaki yazıları silmek mümkündür.

Pırlantanın kemerindeki yazının büyük bir kısmı silinmiş hali





Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz

4 Ekim 2019 Cuma

Dünyanın En Büyük Elmasları - Takımyıldızı (The Constellation)


Kasım 2015’te Botsvana’da bulunan Karowe madenin çıkarılan elmas 813 kırat ağırlığındadır. Madenin Kanadalı işletmecisi Lucara Diamond tarafından satışa sunulan elması 63 milyon dolara İsviçre’li kuyumcu Grisogono ve Dubai merkezli Nemesis ortaklığı satın almıştır. Bu satış fiyatıyla dünyanın en pahalı elması ünvanını kazanmıştır.



Takımyıldızı (The Constellation)

2017 yılında kesimine başlanılan taşın dünyanın en büyük kusursuz taşı olacak şekilde işlenmesi beklenmektedir. Tip 2a grubunda olan takımyıldızı'ndan VVS berraklığında iki büyük taşın çıkması planlanmıştır.





Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz



2 Ekim 2019 Çarşamba

Dünyanın En Büyük Elmasları - Işık Dağı (Koh-i Noor)


13.yy’da Hindistan’daki Kollur madeninden çıkarıldığı düşünülmektedir. Geçmişe dair bazı bilgileri net değildir. Ham olarak 793 kırat olduğu rivayet edilir. Tarih kayıtlarında Babürler döneminde rastlanır Koh-i Noor’a. Babür şahlarının gücünü temsil eden elmasın işlenmiş halde olup 186 kırat geldiği rivayet edilir. 1747 yılında Nadir Şah öldürülüp imparatorluk yıkıldıktan sonra 1751 yılında Afgan İmparatoru Ahmet Şah’ın torununun eline geçtiğine dair bilgiler mevcuttur.


Koh-i Noor'un eski formu


29 Mart 1849 yılında ikinci Anglo-sih savaşının sona ermesinin ardından yapılan Lahor antlaşmasıyla Koh-i Noor’un İngiltere Kraliyeti’nin eline geçmiştir. 1850 yılında Kraliçeye sunulan elmas kısa bir süre sonra da kraliyetin gücünü temsilen halka sergilendi. Asimetrik şekli ve parıltısının az olması insanlarda hayal kırıklığına neden oldu. Yağlanıp siyah bir kadifeye sarılarak sergilense de istenilen sonuç elde edilemeyince tekrardan kesilmesi kararlaştırılmıştır.


Koh-i Noor'un günümüzdeki şekli


Koh-i Noor'un eski ve yeni formları



17 Temmuz 1852 yılında Garrard & Co firmasınca kesim işlemi yapılmıştır. Otuz sekiz gün süren kesim işleminden sonra 105.6 kırat gelen yeni formuna kavuşmuştur. Farklı takılarda kullanılan Koh-i Noor 1902 yılında Kraliyet tacına yerleştirilmiştir.


İngiltere Kraliyet tacındaki Koh-i Noor



Hindistan, Pakistan, İran ve Afganistan Koh-i Noor üzerinde hak iddia edip İngiltere Kraliyetine dava açmıştır. Ancak savaş tazminatı olarak verildiği hükmüne varılmıştır.


Şu an Londra Kulesindeki Jewel House’da halka açık olarak sergilenmektedir.





Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz





30 Eylül 2019 Pazartesi

Dünyanın En Büyük Elmasları - Lesoto Efsanesi


Ocak 2018’te Lesoto da bulunan Letseng madeninden çıkarılan 910 kıratlık elmas dünyanın mücevher kalitesindeki en büyük beşinci elması namını taşımaktadır. D rengi ve tip 2a grubundan olduğu bilinmektedir.




12 Mart 2018’te Antwerp’te düzenlenen bir ihalede 40 milyon dolara alıcı bulmuştur.




Hakkında daha fazla bilgi mevcut değildir.




Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz




27 Eylül 2019 Cuma

Pırlantanın Taklitleri - Karborit (Carborite)


Yakın dönemde piyasaya çıkan karboritin fikir aşaması 1970 yılında oluşmuş. Percie von Rosen emeklilik projesi olarak adlandırmış bunu.  Mozanitin gelişmiş versiyonu dersek yanlış bir terim olmaz. Günümüzde elmasın en yakın taklidi karborittir.


Karborit piyasaya daha yeni sunulduğu için hakkında pek bilgi yoktur. Üretici firma da taklit edilmemesi için bazı bilgileri açıklamama taraftarı. O yüzden şu an elimizde kimyasal ve fiziksel bazı değerleri mevcut değil. Ama aldığımız bilgileri kabaca anlatabilirim.

Ham haldeki karboritler



Mozanitle pırlanta arasındaki farkları azaltmak adına yapılmış bir proje. Mozaniti ayırma tekniğimiz olan elektrik iletkenliğinin karboritte olmadığı bilgisi geçti elimize. Yani henüz karboriti pırlantadan ayırt edecek bir cihazın varlığından söz edemeyiz. Mozaniti ayırt ettiğimiz ikinci bir yöntem olan çift kırılmayı da minimalize etmişler. Çift kırılmayı yakalayabilen uzman bir göz karboriti de ayırt edebilir. Ama mozanitten daha zor olduğunu belirtmek lazım. Ayrıca mozanitin yüksek olan dispersiyon değerini de indirerek parıltıda elmas görünümünü elde etmiştir. Sertlik bakımından elmasa mozanitten daha yakın olduğu söyleniyor. Elmasın sertliği mohs eşeline göre 10’dur, mozanitin sertliği ise 9.25 iken geliştirilerek 9.75’e çıkarıldığı bilinmektedir. Karboritin sertliği de 9.8 ile 9.9 arasında olduğu tahmin ediliyor. Özgül ağırlık olarak da elmasla mozanit arasında olduğu ön bilgisini aldık. Yani tam olarak mozanitin elmasa çok daha yakın bir türevi diyebiliriz karborit için.



Sentetik elmas üretim tekniklerinden olan CVD yöntemiyle mozanit tohumunu büyüterek, bu arada karbon miktarının artmasıyla kimyasal ve fiziksel özellikleri değişerek karboritin elde edildiğini söyleyebiliriz. Genel merkezi Güney Afrika'da bulunan firmanın, taşları genelde Belçika’da kestirdiği ve her taşın kemerine lazerle seri numarası yazıldığını söyleyebiliriz.


Büyütülmeye hazırlanmış mozanit tohumları



Endüstride kullanmak için değil de birebir pırlantanın yerini almak amacıyla üretildiği için daha titiz bir çalışmayla üretildiğini belirtmekte fayda var.  E – F, G – H ve I olarak üç ayrı tonda üretildiği ve hepsinin VVS – VS kalitesinde olduğu söyleniyor. Fiyat olarak da taş büyüdükçe elbette pırlantayla arasındaki fark açılıyor. O yüzden pırlantanızı güvendiğiniz bir yerden almanızda fayda var.




Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz



25 Eylül 2019 Çarşamba

Pırlantanın Taklitleri - Mozanit (Moissanite)


Elmas sadece mücevher sektörüne hitap eden bir mineral değildir, endüstride de elmasın kullanım alanı geniştir. Maliyeti yüksek olduğu için de gerek yerini alabilecek başka bir şey gerekse de sentetiğini ucuza üretebilmek için uzun yıllar çalışmalar yapıldı.


1891 yılında Arizona’da bir meteor kraterini incelerken Henri Moissan tarafından keşfedilen mineral ilk başta elmas zannedildi. Yıllar sonra bunun silisyum karbür olduğu anlaşıldı. Elmas gibi sert bir yapıya sahip olması ve ısı iletkenliğiyle bütün dikkatleri üstüne çekti. Onuruna bu keşfe “Moissanite” mozanit adı verildi.


Henri Moissan


Doğada çok ender bulunan bu mineralin sentezlenmesi elmasa göre daha kolay oldu. İlk başta endüstride büyük bir fayda sağlayan mozanit, daha güzel görünümde üretilerek 1998 yılında Charles & Colvard şirketi tarafından patentini alınarak kuyumculuk sektörüne adım attı.


Elmasın mohs sertlik eşelindeki değeri 10 iken taklitlerinden 9.25 ile ona en yakın olan mozanitti. Mozaniti geliştirme projelerinde 9.75 sertliğe kadar çıktığı bilinmektedir. Dispersiyon (ateş) denilen ışık saçma değeri, pırlantanın 2.5 katı olan mozanit elmasa göre daha parlak bir görünümdedir.


Mozanitin elmasa göre yüksek dispersiyonu



Elmasa yakın ısı iletkenliğine sahip olan mozanit eski tip ısı iletkenliği cihazlarıyla tespit edilememektedir. Özgül ağırlığı da 3.22 olduğundan kumpas karat ilişkisinde elmasın %10’luk yanılma payı içinde kalır ve bu yöntemle de ayırt edilemez.


Peki, mozanit ile pırlanta nasıl ayırt edilir?


Bunun için bilimsel iki yöntemden bahsedebiliriz.

İlk yöntem, elektrik iletkenliği farkından yararlanarak ayırt etmektir. Elmasların büyük çoğunluğu elektriğe karşı yalıtkandır. Bor içeren elmasların yarı iletken olduğu bilinmektedir. Oysa mozanit iyi bir elektrik iletkeni olduğu için açık farkları vardır. O yüzden ısı iletkenliğini ölçen cihaz geliştirilerek elektrik iletkenliğine de bakan versiyonu üretilmiştir.


Pırlanta, mozanit ve kübik zirkonun cihazla ayırt edilmesi



İkinci yöntem ise mozanitin içine giren ışığı çift kırmasından faydalanarak ayırt etmektir. Elmasın içine giren belli bir açıyla kırılarak elmas içinde hareket edip tekrar tek bir açıyla çıkış yapar. Mozanitin için giren ışık ise iki farklı açıyla kırılarak farklı açılarla hareket eder. O yüzden mozanitin içine baktığımızda her şeyden ikişer tane görürüz. Bu çift kırılmayı tablasından değil de yandaki fasetlerden daha rahat ayırt edebiliriz. Yandaki fasetlerin de en büyüğü bezel faseti olduğu genelde o tercih edilir.


Mozanitteki çift kırılma


Fiyat olarak küçük taşlarda elmasa yakın değerde olan mozanitin büyük taşlarda elmasa göre gayet düşük kaldığı görülmektedir. Bir uzman tarafından incelenmediği sürece ayırt edilmesi çok zordur.


Eski mozanitlerde hafiften yeşile çalan bir renk tonu vardı. Sonra uzun bir dönem pırlantanın I - J tonlarında üretildi. Yaklaşık üç yıl kadar önce de G - H ve E - F olarak iki farklı tonda daha üretilmeye başlandı. 







Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz

23 Eylül 2019 Pazartesi

Pırlantanın Taklitleri - Kübik Zirkon (CZ)



Pırlantaya benzer taşlar içerisinde hala en çok üretileni hiç şüphesiz ki kübik zirkondur. Yıllar boyu süren araştırmalarla geliştirilip 1973 yılında Rus bilim adamları tarafından istenilen sonuca ulaşıldığı açıklandı ve 1976 yılında ticari üretimi başladı. Büyük ilgi gören kübik zirkonun 1980 yılında 60 milyon kırat yani 12 ton üretildiği bilinmektedir. Her geçen gün katlanarak üretimi artmıştır.

Pırlanta formundaki kübik zirkon


Kübik zirkon, kübik zirkonya olarak da anılabilir ancak bazen piyasada zirkon olarak da anılır. Zirkon esasen kimyasal formülü farklı olan bir mineral olduğu için yanlışlığa sebebiyet vermektedir. Kuyumculuk sektöründe kübik zirkona “atom” da denilmektedir. Swarovski marka adıyla ünlenen taş, yine aslında kübik zirkondur.


Üretim maliyeti düşük olduğu için, kübik zirkon kuyumculuk sektöründe pırlanta görünümü elde edilmek istenilen takılarda sıkça kullanılır. Genelde beyaz renkte üretilirken, farklı elementler katılarak pek çok rengi de üretilmeye başlanmıştır.


Peki, kübik zirkonu pırlantadan nasıl ayırt edebiliriz?



Bunun pek çok yolu vardır. Tecrübeyle çoğu kuyumcu ayırt edebilir ama iki yöntemle daha önce bu iki taşı görmemiş birisi bile hiç şüphesiz ayırabilir.


Birinci yöntem elmas yüksek ısı iletkenliğinden yararlanarak ayırt etme yöntemidir. “Diamond tester” adı verilen cihaz oluşturduğu ısıyı ucundaki metal aksamdan temas ettirilen taşa verir ve ısının ne kadarının geri geldiğini ölçer. Elmas çok iyi bir ısı iletkeni olduğu için ısının çoğunluğu geri gelir ve göstergede sonuna kadar tepki verebilir. Kübik ise ısıya karşı yalıtkan olduğu için cihazın verdiği ısı geri gelmez ve göstergede hiçbir hareketlilik olmaz. Aradaki bu farktan çok rahat bir şekilde ayırt edilebilir.


                     Pırlantanın ısı iletkenliği                               Kübik zirkon ise ısıya karşı yalıtkandır



İkinci yöntem ise özgül ağırlık farkından taşları ayırt etmektir. Bunun için kumpasla taşların çap ve yüksekliklerini ölçmemiz gerekir. Bu konuda çalışmalar yapan konunun uzmanları farklı formüller vermiştir ama çoğunlukla kullanılan “maksimum çap X minimum çap X yükseklik X 0.0062 = … ct” formülüdür. Bu formülle hesaplama yaptığımızda çıkan sonuç pırlanta da %10 yanılma payı verebilir. Yanılma payı taşın kesim kriteriyle alakalıdır. Elmasın özgül ağırlığı 3.52, kübik zirkonyanın özgül ağırlığı ise 5.55 ile 6 arasında değiştiği için aynı ölçülerdeki kübik zirkon pırlantadan en az 1.6 kat daha ağır gelir. Aradaki bu büyük farktan rahatlıkla ayırt edilebilir.


Kumpas kırat ilişkisinde pırlantayla kübik zirkonu ayırt etmek

Aynı çap ve yükseklikteki atom ise yaklaşık 0.95 ct gelecektir.


Ayırt etme yöntemleri arasında genelde çizgi testinden bahsedilir. Buradaki prensip de, düz bir çizginin üzerine külahları yukarı bakacak şekilde iki taşı koyduğunuzda kübik zirkon altındaki çizgiyi net bir şekilde gösterirken pırlanta ışığı kırdığı için çizgiyi görmek zorlaşır. Bu teknik te pırlantanın kesim kalitesi düşük olduğunda ışığı kırma şekli de değişecektir ve bu yöntem yanıltıcı bir hal alacaktır. O yüzden bilimsel olarak ayırt etme yöntemlerinde yer almaz.


Çizgi testiyle pırlantayla atomu ayırt etmek








Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz


19 Eylül 2019 Perşembe

Pırlantanın Taklitleri

Pırlanta nadir bulunduğu ve ekonomik olarak da herkesin elde edemeyeceği değerde olduğu için yıllar boyunca ona benzetilmeye çalışılan taşlar olmuştur. Asırlar boyunca beyaz olan her taş elmasla kıyaslanmıştır ancak ışıltısı ve sertliği bakımından hiç biri ona yaklaşamamıştır. 20. yüzyılın başlarından itibaren elmas görünümü yakalamak için sentetik olarak taşlar üretilmeye başlanmıştır.



Yakın zamanda elmasın taklidi olarak piyasaya sürülen taşlar şunlardır:


  • Kurşunlu cam (1900)
  • Titanya (1948)
  • Fabulit (1955)
  • YAG (1962)
  • GGG (1968)
  • Kübik zirkon (1976)
  • Mozanit (1998)
  • Karborit (2019)


Elmas görünümüne sahip olan ilk taklit hiç şüphesiz ki camdan türetilmiştir. Sertlik bakımından biraz daha üstün olabilmesi için de kurşunlu camdan pırlanta formunda taşlar üretilmiştir.

Pırlantaya benzer olarak görülen bu taşların elbetteki kimyasal ve fiziksel olarak farklılıkları bunlardan yararlanarak da onları ayırt edebiliyoruz. Bu konuyu geniş bir şekilde kendi başlıkları altında inceleyeceğiz.

Piyasada sıklıkla kübik zirkon (CZ), piyasa adıyla atom denilen taş ve mozanit karşımıza çıkmaktaydı. Bu yıl satışa sunulan karborit taşının da piyasada nasıl yer edineceğini zaman gösterecektir.

Pırlanta ticareti yapanlar için elbette ki bunları ayırt etmek çok basit. Pırlantaya merakı olanlar, sektöre yeni girecekler ve kendini geliştirmek isteyenler için biz burada teorik olarak konuyu ele alacağız. Pratik olarak da konuya hakim olmak isteyenleri de eğitimlerimize davet ediyoruz.


Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz


16 Eylül 2019 Pazartesi

Dünyanın En Büyük Elmasları - Sierra Leone'nin Yıldızı


14 Şubat 1972 yılında Sierra Leone’nin Koidu bölgesindeki Diminco madeninde 968.9 kırat yani 193.78 gram ağırlığında bir elmas bulundu.  Mücevher kalitesindeki dünyanın en büyük dördüncü ham elması olma özelliğini taşımaktadır.


Sierra Leone'nin ham hali


“Sierra Leone’nin Yıldızı” adını alan taş 3 Ekim 1972 yılında dönemin başkanı olan Siaka Stevens tarafından ünlü kuyumcu Harry Winston’a 2.3 milyon dolara satılmıştır.

Ham haldeki "Sierra Leone'nin Yıldızı"nın incelenmesi


İlk önce 143.2 kırat ağırlığında zümrüt kesim büyük bir taş çıkacak şekilde kesildi. Taşın içinin dolu olması nedeniyle tekrardan kesilerek temiz kısmından 53.96 kırat armut şeklinde bir pırlanta elde edildi. 17 parçaya kesildiği bilinen elmasın tip 2a grubundan olduğu bilinmektedir. Karbonların arasına başka elementler girmediği için elmasın en beyaz halindedir. 


21.69 kırat ağırlığındaki "Star of Sierra Leone VI" olarak adlandırılan damla kesim pırlantanın GIA'den 2175703908 sertifika numarasıyla D VVS 2 olarak belgelendiği ve bir yüzükte yer aldığı bilinmektedir. Yaklaşık olarak 1 buçuk milyon dolar değer biçilmiştir.

Sierra Leone'nin Yıldızından kesilen 21.69 kıratlık damla pırlantanın olduğu yüzük




Kesilen taşların 6 tanesinin Harry Winston tarafından tasarlanan "Sierra Leone'nin Yıldızı" adını taşıyan bir broşta yer almaktadır. 

4.30 kırat ağırlığındaki markiz formundaki pırlanta GIA'den 2185202070 sertifika numarasıyla D VVS 1 olarak belgelenmiştir.

3.74 kırat ağırlığındaki markiz pırlanta ise 2185202200 D IF olarak GIA sertifikası almıştır.

3.25 kırat ağırlığındaki armut formundaki pırlantanın da 5182202198 numarasıyla D IF değerinde olduğu belgelenmiştir.

Diğer büyük taşların da 3.93 - 2.97 - 2.86 kırat ağırlıklarında markiz formunda pırlanta olduğu bilinmektedir.


"Sierra Leone'nin Yıldızı" adlı broş




Elmasın diğer parçalarına ilişkin net bir bilgi yoktur. 






Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz

14 Eylül 2019 Cumartesi

Sentetik Elmas Üretim Teknikleri - CVD


Sentetik elmas üretimindeki bir yöntem de CVD (Chemical Vapor Deposition) kimyasal buhar birikimidir. Bu teknikte artık yüksek basınca gerek duyulmadan elmaslar büyütülebilmektedir. İşleme hazır hale getirilmiş elmas tohumları içeriğinde karbon olan bir gazla (genelde metan veya hidrojen gazı kullanılır) sıcaklık ve basıncın dengeleneceği mekanizmaya yerleştirilir. Burada mikrodalga veya lazer ışınlarıyla gazdaki karbonların ayrıştırılarak zemindeki elmas tohumlarıyla tepkimeye girmesi sağlanır. Dahil olan karbon miktarıyla elmas büyür. CVD yöntemiyle üretilen elmaslar HPHT yöntemiyle üretilenlere göre daha saf yapıdadır, bu yüzden de tip 2a gurubunda olurlar.



CVD yöntemiyle üretilen elmas örnekleri



CVD yöntemiyle daha büyük elmaslar elde edebilmek kolaylaştı. 5.19 kırat ağırlığında cushion cut (yastık kesim) CVD yöntemiyle büyütülmüş bir elması GIA inceleyip sertifikalandırmıştır.

CVD elmasa verilen GIA sertifikası örneği


CVD pırlantalar mücevher sektöründe yer edinmeye başlamıştır. Ancak bir elmasın CVD olduğunu saptamak için De Beers'in "Diamond View" cihazı gibi gelişmiş gemolojik cihazlar gerekmektedir. Tip 2a pırlantaları saptayan cihazlar piyasada daha çok bulunur ve kullanılır. Doğal elmasların binde biri gibi küçük bir oranı tip 2a grubunda olurken sentetik elmasların büyük çoğunluğu bu gruptadır. Bu büyük farktan dolayı da bir elmasın tip 2a grubunda olduğu anlaşılınca ticaretinden uzak durulmaktadır. Bu durum ülkemizde sentetik pırlantaların tespitiyle ilgili yeterli alt yapının olmamasından kaynaklanmaktadır. Yoksa tip 2a grubundaki her pırlanta sentetik değildir. Dünyanın en büyük elmaslarından olan Cullinan elmasının da tip 2a grubundan olduğunu unutmamak lazım.


CVD yöntemini anlatan animasyon




Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

11 Eylül 2019 Çarşamba

Sentetik Elmas Üretim Teknikleri - HPHT


Sentetik elmas üretiminde kullanılan ilk teknik HPHT yani yüksek basınç yüksek sıcaklık yöntemidir. Bu yöntemin çalışma mantığı elmasın doğal oluşum koşullarındaki basınç ve sıcaklığı yapay bir ortamda sağlamaktır. Elmas tohumu denilen, işleme hazır hale getirilmiş bir elmas parçası ile karbon içeren başka bir madde hidrolik basınç ve yüksek sıcaklıkla işleme tabii tutulur. Bir çözücü yardımıyla karbon içeren metaldeki karbonlar ayrıştırılır ve sıcaklıkta hazır hale gelmiş olan elmas tohumuyla birleşmesi sağlanır. Böylece elmas tohumu git gide büyür ve istenilen seviyeye gelene kadar bu işlem devam eder.


HPHT tekniğiyle üretilmiş elmaslar


HPHT yöntemi ile karbon kafeslerindeki hatalarda giderilebilmektedir. Karbon dizilimindeki boşluklar ve kusurlar elmasta renklenmeye neden olabilmektedir. Literatürde bunlara renk merkezi denilir. Elmasın arzu edilen saf beyaz hale gelebilmesi için HPHT yöntemi ile karbonların dizilimi yeniden sağlanabilmektedir. Haricen farklı renklere de dönüştürülebilir. Yapılan işleme HPHT denilmektedir yalnız HPHT sentetik elmas ile HPHT renk muamelesinin karıştırılmaması gerekir.


HPHT yöntemiyle pırlantalar arzu edilen beyazlığa dönüştürülebilir


Pırlantalar sertifikalandırılırken renk muamelesi yapılıp yapılmadığı da incelenir. Saptanan bir işlem varsa renk kısmına şu an bulunduğu sınıf yazılır ve bir işaret bırakılır. Sertifikanın alt kısmında da bu işaretin açıklaması yer alır. 

HPHT renk muamelesi saptanan pırlantanın GIA sertifikası


Her ne kadar daha güzel bir görünüme kavuşsa da doğallığıyla oynandığı için maddi olarak değer kaybeder.




HPHT elmas üretim tekniği


Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.






6 Eylül 2019 Cuma

Sentetik Elmasın Tarihçesi


Sentetik elmas, elmasın doğada oluştuğu şart ve koşulları sağlayarak laboratuvarda üretilmesidir. Elmasın saf karbon oluştuğu ispatlandıktan sonra bu alanda çalışmalar sıklaştı. Elmasın oluşumu için gereken şartları teknolojiyle sağlayana kadar farklı tekniklerle karbon içeren maddeler elmasa çevrilmeye çalışılmıştır.

İskoçyalı kimyager James Ballantyne Hannay 1880 yılında hidrojen ve karbondan oluşan parafini kemik yağı ve lityum ile bir kapta ısıtarak küçük elmaslar elde ettiğini iddia etmiştir. Bunun gibi pek çok bilim insanı farklı yöntemlerle elmas üretebildiklerini iddia etmiştir ancak hiçbiri doğrulanmamıştır.

Pek çok ülkenin önde gelen bilim insanları sentetik elmas üretebilmek için büyük servetler harcayıp zamanla başarıyı elde etmiştir. Kayıtlara geçen ilk sentetik elmas ise 16 Şubat 1953 yılında İsveç’in önemli enerji şirketlerinden biri olan ASEA (Allmänna Svenska Elektriska Aktiebolaget) tarafından elde edilmiştir. Başta üretilen elmaslar doğalından daha pahalıya mal oluyordu. Görünüm itibariyle de hoş olmadıkları için endüstriyel alanda kullanıldı ilk sentetik elmaslar. 1970 yılında ise General Electric mücevher kalitesinde elmas üretmeyi başardı.


Doğal ve sentetik elmasın oluşum şekilleri


Mücevher kalitesinde elmaslar üretilirken ortamda azot kullanıldığı için elmaslarda hem renk sınıfında hem de berraklık sınıfında kalite düşmesi gözlemlendi. Azotu saf dışı bırakarak üretimler yapıldı ancak bu sefer de oluşum süreci uzadı. Azotlu üretimlere geri dönmeyi tercih ettiler sonra.
Sentetik elmas üretimi bazı yerlerde elmas büyütme diye de geçer. Bunun nedeni, sentetik elmas üretmek için tohum denilen elmaslara gerek duyulmasıdır. İlk başta bir grafiti uygun koşullarda karbonlarla etkileşime sokarak hem grafitin elmasa dönüşmesi hem de fiziki olarak büyümesi sağlandı. Daha sonra grafit yerine tohum olarak elmas kullanıldığında kristal yapısının daha iyi olduğu fark edilince elmas tohumlar kullanılmıştır. Yani aslında elmas büyütme adı gayet yerindedir.
Ekonomik sebeplerden dolayı bir elmasın büyümesi, kırat üstüne çıkınca sonlandırılmaktadır. Araştırma amacıyla De Beers’in Elmas Araştırma Laboratuvarı’nın bu süreci uzatarak 25 kıratlık bir elmas elde etmiştir.

Dünyada çıkarılan elmasların pek çoğu nasıl ki endüstriyel amaçla kullanılmaktadır, sentetik elmaslar için de aynısını diyebiliriz. Başlarda doğalından daha pahalıya mal olan sentetik elmaslar yalnız bilimsel araştırma olarak çalışmalarda kalıyordu, teknolojinin ilerlemesi ve keşfedilen yeni yöntemlerle artık doğalından daha uyguna elde edilebilmektedir.







Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

3 Eylül 2019 Salı

Sentetik Elmas - Sentetik Pırlanta Nedir?


Sentetik elmas, elmasın doğal oluşum koşullarını laboratuvar ortamında sağlayarak elde edilen elmaslardır. Kimyasal ve fiziksel bütün özellikleri aynı olduğu için doğal elmas ile sentetik elmasın ayırt edilmesi gelişmiş laboratuvarlarda gemolojik cihazlarla yapılabilmektedir.

Doğal pırlanta ile sentetik pırlanta arasında insan gözüyle anlaşılacak bir farkı yoktur.


Elmas bilindiği üzere ender bulunan ama pek çok alanda kullanılan bir madendir. Özellikle endüstride kullanılan elmas miktarının, mücevher sektöründekinden dört kat fazla olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle sertliğinden yararlanarak, pek çok kesim işleminin elmas kullanarak yapıldığı bilinen bir gerçektir. Doğada çıkan elmasların pek çoğu zaten mücevher kalitesinde olmayan, yani genelde opak, içinin doluluğundan ışıltı veremeyecek halde veya renk itibariyle de cazip olmayan halde olduğu bilinmektedir. Evet, özellikleri talep edilen şekilde olmayabilir ama fiziksel özellikleriyle sanayide büyük bir kullanım alanına sahiptir. Elmaslar nadir bulunduğu ve çıkarılmasının zahmetinden dolayı da değerlidir. Sanayide elmasın yerini alabilecek başka bir şey aranırken bir yandan da elmasın sentetiği üzerine çalışmalara başlanmıştır.


Uzun uğraşlar sonucunda laboratuvar ortamında elmas üretilebilmiştir. O dönemde teknoloji itibariyle de sentetiği doğalından pahalıya mal olduğu için bilimsel araştırma olarak devam edildi piyasaya satışı gerçekleşmedi.  İlerleyen teknolojiyle daha uyguna mal edildi ve öncelikle endüstride kullanılacak elmaslar üretildi. Kristal yapısındaki hatalar üzerine de teknikler geliştirilince mücevher kalitesinde elmaslar üretilmeye başlandı.


Maalesef, ülkemizde sentetik elmas denilince taklit bir taştan bahsediliyormuş gibi algı mevcut. Gerçi bunun başlıca sebebi, sentetik elmasların artık doğalından daha ucuza mal edilebilmesidir. Sentetik elmaslar doğal fiyatına satılmaya çalışılınca kuyumculuk sektörü de haliyle tepki göstermiştir.



Doğal pırlanta ile sentetik pırlanta


Bir yanda doğal elmaslar en azından 1 milyar yıldır bu dünyada yer alırken ve hatta doğanın parmak izi dediğimiz her biri mutlaka birbirinden farklı özellikler taşırken, diğer yanda daha birkaç hafta önce şu anki formuna kavuşmuş olan fabrikasyon gibi her biri birbirine benzeyen sentetik elmaslardan bahsediyoruz. Ama bir bakıma da bakılacak olursa doğal elmasların da kusursuz olanları daha revaçtadır ve sentetik elmaslar artık üstün kalitede üretilebilmektedir. Başka bir açıdan da bakınca, maalesef hala vatanlarında bulunan elmaslar yüzünden pek çok millet sömürülmektedir, ama sentetik elmasta “kanlı elmas” olarak da adlandırılan her hangi bir durum söz konusu değildir. Evet, bunun gibi pek çok sebepten ötürü sentetik elmas konusunda bir karmaşa söz konusudur.


Sentetik elmas konusundaki gidişat gösteriyor ki, insanların aklındaki soru işareti giderildikçe sentetik elmasların pazardaki payı artacaktır. Bunun için elbette ki, sentetik elması satarken sentetik olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Tabii ki, sertifikalı pırlanta almanın bu konudaki soru işaretlerini gidermesi kadar da açık bir şey yok.


Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

2 Eylül 2019 Pazartesi

Dünyanın En Büyük Elmasları - Excelsior


30 Haziran 1893’te Güney Afrika’daki Jagersfontein madeninden çıkarılmıştır. 995.2 kırat olan Excelsior döneminin en büyük elmasıydı. 1905’te Cullinan elması bulunana kadar da öyle devam etti.
Elması bulan çalışan şefini es geçip maden müdürüne kendi eliyle elması teslim edince nakit 500 dolar, güzel bir eğer ve bir de atı ödül olarak almıştır. Elmasın bulunduğu gün madencilik şirketi ile Londra’daki elmasları satın alan şirket arasındaki sözleşme sona ermişti. Sonradan yapılan anlaşma ile elmasın satılmasından gelecek geliri ikiye bölme kararı alındı.


Excelsior'un ham hali


Şekli bir açıdan bakıldığında somun ekmeği başka bir açıdan bakıldığındaysa dağı anımsatan elmasa “daha yüksek” anlamına gelen Excelsior adı verilmiştir.

Excelsior elması incelendiğinde G rengi hafif mavimsi bir tonda ve içinde siyah karbonlar bulunduran bir yapıda olduğu anlaşıldı. Bir rivayete göre bundan dolayı da 1895’te düzenlenen İngiltere Kraliçesi Victoria’nın elmas yıl dönümünde 650.8 kıratlık Jubilee elması Excelsior’u gölgelemiştir.

Beklenilen ilgiyi görmeyen Excelsior on sene kadar Londra’da bir kasada kaldıktan sonra işlenmesi için dönemin önde gelen isimlerinden Amsterdam’daki Asscher elmas kesimcilerine gönderilmiştir. İçindeki siyah kristallerden ötürü büyük bir elmas kesilmesi uygun görülmemiştir. En büyüğü 69.68 kırat olacak şekilde on bir büyük parçaya ve kırat üstü gelen on küçük parçaya ayrılmıştır. Bir elmasın başına gelebilecek en büyük trajedi olarak görüldü. O dönemin en büyük işlenmiş elması olarak kesilmesi bekleniyordu. Sonuç çok şaşırtıcı olunca Excelsior ne büyük bir satışa çıkabildi ne de müzelerde sergilendi.


Excelsior'un kesim öncesi incelendiği andan bir kare


Excelsior’dan kesilen büyük parçalar şu şekildedir;

Excelcior I: Armut şeklinde kesilen bu taş 69.68 kırattır

Excelsior II: Armut şeklinde kesilmiş ve 47.03 kırattır.

Excelsior III: Markiz formunda kesilmiştir, 46.90 kırattır

Excelsior IV: Armut şeklinde kesilmiştir ve 40.23 kırattır

Excelsior V: Markiz şeklindedir ve 34.91 kırattır

Excelsior VI: Markiz şeklindedir ve 28.61 kırattır

Excelsior VII: Armut şeklindedir ve 26.30 kırattır

Excelsior VIII: Armut şeklindedir ve 24.31 kırattır

Excelsior IX: Armut şeklindedir ve 16.78 kırattır

Excelsior X: Armut şeklindedir ve 13.86 kırattır

Excelsior XI: Armut şeklindedir ve 9.82 kırattır


Ayrı olarak satılan taşlardan üç tanesini Tiffany & Co. Firmasının satın aldığı bilinmektedir. 1939 yılında New York’ta düzenlenen Dünya Fuarında De Beers’İn markiz formdaki taşlardan birisini sergiledi kayıtlara geçmiştir.

Bir bilekliğin orta taşı olan Excelsior I


Hiç şüphesiz ki en önemlisi 69.68 kırat olan en büyük parçasıdır. 1991 yılının Mayıs ayında satışa çıkan pırlanta GIA tarafından incelenip G VS2 kalitesinde olduğu açıklanmıştır. 1996 yılında tekrar satışa çıkan pırlantayı 2 milyon 642 bin dolara Robert Mouawad’ın satın aldığı bilinmektedir.
Bir bileklikte yer alan bu pırlanta Robert Mouawad’ın koleksiyonundaki en büyük dokuzuncu pırlanta olarak açıklanmıştır.








Pırlanta eğitimlerimize katılmak için başvuru formundan veya egitim@sinapirlanta.com mail adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Tektaş Yüzük Alırken Nelere Dikkat Etmeli?

Bir tektaş yüzük alırken dikkat edilecek pek çok husus vardır. Şimdi bu konuları biraz ele alalım. Tektaş yüzük günümüzde evlenme teklifl...